ARABESK YAŞAM TARZI

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Uyuşturucu dendiği zaman bu maddeleri kullananların bu batağa nasıl saplandıklarını ve bu illetten bir türlü kurtulamadıklarını yazılı ve görsel medyadan içimiz burkularak okuyor ve izliyoruz.
Yaşanan bu olaylar toplumda ilerde büyük tehlikeler yaratabilir.
Bunun yanında ortada birde “Toplumsal uyuşturucular” varki bu uyuşturucular toplumlara nasıl bulaşır ve toplumları nasıl uyuşturur?
Daha doğrusu toplumları “bağımlı kılan” algı, dikkat ve bellek bozukluklarına sürükleyen “onsuz yaşanamaz” duygusuna götüren “toplumsal uyuşturucular” varki bunların bilinmesi gerekir.
Arabesk yaşam tarzını buna örnek olarak gösterebiliriz.
Arabesk yaşam tarzı “hayatı, kaderine bağlayan, başına gelen iyi ve kötü şeyleri kendi iradesinin dışıyla açıklayan dünya görüşü, bu tarzın duygu ve düşünce biçimidir”
Bu tarzı benimseyenler, ne geçmişini bilir, ne de geleceğini düşünür, gününü gün ederek yaşamaya çalışır.
Bu tipler kolay para kazanmanın peşinde olurlar, kendi çıkarlarını hep ön planda tutarlar.
Bunlar kolay kazandıkları parayı lükse ve şatafata harcarlar.
Tasarruf denen kavramı bilmezler.
Arabesk yaşam tarzı bağımlılık yaratır, dikkati dağıtır, üreticiliği, yaratıcılığı ortadan kaldırır.
Bunun yanında yazılı ve görsel medyada o toplumda “sosyal uyuşturucu” işlevini de yerine getirir.
Televizyonlarda izliyoruz;
-Birbirini hiç tanımayan genç ve yaşlı kişilerin sözüm ona evlenmelerini kapsayan ve saatlerce gösterilen izdivaç programları
-Gerçek yaşamla ilgisi olmayan ipe sapa gelmez televizyon dizileri
-Para kazanmaktan başka hiçbirşeyi düşünmeyen kişilerin katıldığı sözüm ona yarışma programları
-Futbol maçlarının bitiminden sonra eski futbolcuların ve eski hakemlerin saatlerce süren yorumları
-“Vur patlasın, çal oynasın” şeklinde topluma sunulan eğlence programları
-Holding medyası kalemşörlerinin saatlerce süren açık oturum programlarını bunlara örnek olarak gösterebiliriz.
Verilen örnekleri çoğaltabiliriz.
Bu programlar toplumun yaşam tarzı olan arabeski pekiştiriyor ve toplumu da bir yönde uyuşturuyor.
İşte bu yaşam tarzının bir program dahilinde zaman kaybetmeden değiştirilmesi,
Daha doğrusu toplumda oluşan bu sorunların çözülmesi için alınacak başka önlemlerle birlikte mutlaka üretim ekonomisine geçilmesi artık zorunlu bir hale gelmiştir.
Atatürk’ün bu konuyu da kapsayan bir demecini de unutmamız gerekir.
“Çalışmadan, yorulmadan ve öğrenmeden rahat yaşamayı alışkanlık haline getirmiş milletler;
Evvela haysiyetlerini sonra hürriyetlerini daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.”

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!