BAŞKA KÜLTÜRE DOKUNURKEN..

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

ÜMRAN YALÇIN 1Neden yazı yazıyorsun, diye soranlar olduğu gibi niçin yabancı kültürleri de araştırdığımı soranlar zaman içinde çoğalıyor. Mültecilerin sorunlarını dinlemek de yine bazılarına göre modern çağın çağdaş insan olmanın hazzetmediği değerlerden olmuş. Geçen gün mülteci birkaç aile ile hasbihalden sonra bu yazıyı yazmak istedim.
Eski medrese ve tekkelerde kendini tanı ile edep ya hu ifadelerinin tabelaları asılı dururmuş.  Kendini bilmek ile edepli olmak arasında nasıl doğru bir orantı varsa kendimizi tanıdıkça da başkalarıyla hemhal olma onları tanıma ve anlama çabamız da ziyadesiyle artacaktır.
Yunus Emre Hazretleri’nin, “Yetmiş iki millete bir göz ile bakmayan, halka müderris ise hakikate asidir, yabancıdır” dizeleri hatırıma geliyor.  İster istemez düşünüyorum,  kendi kültürümü çok mu tanıyorum da başka kültüre yelken açmaya çabalıyorum, diye. Oysa diye de eklemeden edemiyorum başka kültürü de yine kendi kültürümü daha iyi tanımak için bilmek zorundayım. İlginç bir cümle oldu ama kendimce gerekçelerim var. Gerçekten uzun zamandır yabancı arkadaşlarım ile iletişim kurmaya onları anlamaya çabalarken, bir de bakmışım kendimi ve kültürümü daha iyi anlamaya başlamışım.
Örneğin,  yemek kültürü biz hanımları ister istemez ilgilendirir.  Bir de yabancı bir arkadaşınızın olduğunu tahayyül ediniz. Onun mutfaktaki marifetleri damak zevki karşısında sizin de kendi mutfağınız hakkında çabalamanız işten bile değildir. Bu işin sadece bir faslı diğer bakımdan ve bence en önemlisi tarih ve inançlarımızdır.  Bir Yunanlı Hanım ile tarihi mevzularda yaşadığımız fikir alışverişi daha sonra aramızda güzel bir dostluğun oluşumuna zemin hazırladı. Tıpkı Amerikalı arkadaşımla olduğu gibi… Kim demiş bir Yunanlı ve Amerikalı ile arkadaş olunmaz diye! …
Alman vatandaşı ile yaptığım evlilik ve onun Almanya kültürü hakkında beni bilgilendirmesi de yine bendenize hem dil hem yemek kültürü ve daha sonra inançsal zenginlikler kazandırdı.   Geçen gün eşim Almanya’dan fotoğraflar gönderdi.  Bu fotoğraflarda eğlence kültürü ile ayin kültürünü ayrı ayrı inceledim.  Şöyle ki:  Her Ekim ayının ilk haftası Almanya’da Octoberfest olarak kutlanır. Ekim Bayramı denilen bu festival Almanların meşhur birası ve pommes denilen patates kızartmasıyla çılgın bir kutlama olduğu kadar aynı zamanda binlerce Hristiyanın her türlü ulaşım imkanına rağmen 400 kilometre yol yürüyerek sırtladıkları haç sembolünü taşımaları ile kendi inançlarında hacı olmaları yine festival kapsamında olan etkinliklerdendir.   Bu etkinlikleri biraz da internet üzerinden incelemeye çalışınca karşıma bambaşka bir Almanya çıktı.  Her iki insani etkinliğin bir kültürün bütününü oluşturduğunu onları yakinen incelediğimizde görebiliyoruz.  Hayat, böyle bir şey zaten değil mi?  Bizler genellikle kulaktan dolma bilgi ile önyargılarımız eşliğinde karşımızdakinin duygu ve düşüncelerini hiç hesaba katmadan değerlendiririz. Oysaki; başka bir kültüre objektif yargısız dokunduğumuzda onların da bizim gibi eğlenip, ibadet ettiklerine şahit olacağız.  İşte, tam da bu şahitlik karşısında ilk cümlede Yunus Emre’nin, yüzyıllar önce dillendirdiği cümleyi bizzat yaşayacağız.  Başkalarına, bir göz ile bakmamak önyargıyla yaklaşmak demektir.   Bu önyargılar, insanoğlunun Ademoğlu Havvakızı olma yolunda insanlık serüvenini olumsuz etkiler desem sanırım yanlış olmaz.
Kendini tanımak demek kolay; ancak tanımak çok derin bir özelliği olan sözcük… Kendimi tanımamda aslında başkaları bana bir ışık ve aynadır.  Oysa sahiden kaçımız kendimizi tanıma gayesindeyiz ki, sıra başka kültürlere gelebilsin; değil mi?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!