BİR BİLEN, BİR BÖLEN

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

sudiEylül ihtilalından sonra siyasi yasaklı Demirel’in lakabıydı ‘bir bilen’.
Nazlı Ilıcak tarafından Demirel’in tüm mesajları, bir bilenden mektuplar şeklinde yayınlanırdı. Bir bilene gelene dek ülke olarak çok sıkıntı ve karanlık yıllar yaşadık.
Sağcı, solcu, sağın fraksiyonları, solun fraksiyonları vardı.
Aynı ideolojinin dahi atom ve moleküllerine bölündüğü, çatışma kültürünün, uzlaşma kültürüyle yan yana gelmediği, mahalle kavgalarının hatta dinlenilen şarkılardan, okunulan gazetelerden cinayetler üretilen yıllardı.
12 Eylül’le birlikte ideolojiler tırpanlanırken aynı zamanda kavgalarda sona erdirildi. Düşünme, dövüşme modeli uzun yıllar Türk siyasetine hakim oldu.
“Sen ağlama dayanamam, ağlama gözbebeğim sana kıyamam” diye o müthiş sesiyle sevdiğimizi dansa kaldırdığımız Sezen Aksu’yu hala dinlerim.
“Yuh yuh soyanlara, soyup kaçıp doyanlara” diyen Selda Bağcan’ı da.
Kim ne derse desin ta o yıllarda “Hatasız kul olmaz, hatamla sev beni” demişti Orhan Baba ve hala dinlerim.
Akil insan olmuş, akil’siz insan olmuş umursamam.
Zerrin Özer’in, “O yaz” şarkısıydı bana güney illerini sevdiren ve başımda kavak yellerini estiren.
Aşık Mazuni’yi de sevdik. Cem Karaca’yı da, Zeki Müren’ide. Aşık Mahzuni’nin öldürülmek istendiği yıllarda Demirel başbakandı.
Şimdi Demirel sade vatandaş ama rahmetli Aşık Mahzuni bu ülkede her zaman dinlenen bir sanatçı.
Ben Nihat Doğan’ı bilmem ama Selvi Boylum Al Yazmalım filmi ne Türkan’sız olur ne de Kadir abisiz.
Hülya Avşar’ı sanatçı olarak görmeyebilirsiniz ama Hülya Koçyiğit ölümsüzler arasındadır. Hiçbir konsere davet edilmeyen Zülfü Livaneli’ye yapılanları nasıl onaylamıyorsak, akil adam olan sanatçılarımıza da aynı muameleyi bizler yapmamalıyız.
Sanatçılar öngörünün simgesidir.
Sanatçıların dünyaya baktığı pencere elbette bizlerinkinden farklıdır ve onun içidir ki hiçbir zaman modaları geçmez.
12 Eylül öncesinde yaşananların sanki bir benzerini yaşıyoruz şuan.
Kimsenin karşı fikre tahammülü yok.
Kimse karşı görüşteki birinin doğrularına dönüp bakmıyor.
Zıtlaştık yine, yine aynı oyunların birer figüranı oluverdik.
Akraba akrabayla düşman gibi oluverdi.
Eskiden sağcı ve solcu vardı.
Şimdi AKP’li olanlar ve AKP’li olmayanlar.
Ülkeyi bu gerilim ortamına bilerek getirdiler.
Bunu yapanı hepimiz tanıyoruz.
15 yıldır her akşam dur durak bilmeden konuşarak milletin kimyasını bozdu.
Bilerek yaptı bunu. Onu amacına ulaştıran bizler olduk.
Söylediği her şeyi ciddiye alıp hep onu konuştuk.
Gündemi hep o belirledi.
Eften püften sözlerine dalıp, gerçek sıkıntılarımızı unuttuk.
Kendimizi onunla uyuttuk.
Uyandık ki gerçek şu: 12 Eylül öncesi gerilimin tam ortasındayız.
Bunun kimseye hele bu ülkeye hiçbir yararı yok.
Daha hoşgörülü olması gerekenler bizleriz.
Atı alanın Üsküdar’ı geçtiği dönemler hep olmuştur ama o attan düşmeleri en iyi yine onlar bilirler.
Siyasilere kanıp, sanatçılarımıza sövmeyelim.
Sel gider kum kalır.
Pir Sultan Abdal’ı biliriz de onu asan padişah kimdi bilemeyiz.
Aşık Daimi’nin dizelerinde olduğu gibi “Ne ağlarsın benim zülfü siyahım, buda gelir buda geçer ağlama”

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!