BÜYÜK GIDA SAVAŞLARININ EŞİĞİNDE

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

sudiDünya tarihine geçen tüm savaşların içyüzüne bakıldığında “Su ve verimli Topraklar” için yapıldığını açıkça görülür.
Bazen “Din” kimi zaman ”Irk” adı altında yapılan bu çatışmaların öteki yüzünde enerji kaynakları vardır. Toprağın altından, toprağın üstüne değerli olan ne varsa ‘güçlü olan’ zapt edip sahiplenmek istemiştir. İkinci dünya savaşına sebep olan Almanya’nın iki amacı vardı. Madenler ve Rusya’nın devasa tarım arazileri.
Savaşlarda mermisi çok olan ve askerini besleyebilme kabiliyeti olanlar avantajlıdır.
Kurtuluş savaşımızda çektiğimiz sıkıntıların bedelini büyüklerimizden dinlerken masal gibi geliyordu ama bu halk acısını yıllarca çalışarak tedavi edebildi.
Önümüzdeki yüzyılda savaşlar bir ülkeyi topyekûn işgal etmekle olmayacak.
Savaş baronlarının tecrübesi buna mani olmaktadır zira “Bir ülkeyi esir alsanız da halkını beslemek zorundasınız” Ama hayat damarlarına sahip olduğunuzda onlar üretir siz yersiniz. Cumhuriyet öncesi, Osmanlının son dönemlerine doğru üretimimiz tüketimimizi karşılamıyordu.
1873-1913 yılları arsında yıllık 70 bin ton un, 10 bin ton buğday ithal ediliyordu.
1873-75 yıllarında yaşanan büyük Anadolu kıtlığının etkilerini incelediğimizde, yaşananların boyutu tahminlerimizin çok ötesine geçmektedir.
Şöyle ki; Ankara’nın Keskin ilçesinde yaşayan 52 bin kişinin 20 bini kıtlıktan ölmüş 7-8 bin kişi ise ilçeden göç etmişti.
Kıtlık yaralarının sarılması için diğer bölgelerden buğday toplanması emri verilir.
Ankara Defterdar Mehmet Asım Bey Sivas vilayetinden buğday getirilmesi talimatını verir ancak yol boyunca yük hayvanlarına yedirecek ot ve saman mevcut değildir.
Neticede 210 bin Kile buğday bin bir zorlukla Ankara’ya gönderilir, Yozgat’tan da aynı talepte bulunulmuş ama orada da büyük kıtlık vardır.
Hasat’ın üçte ikisini isteyen devlet daha sonra yarısına razı olmuştur ama zaten ürünlerinin yarısını İngiliz Tüccar Mösyö Tamvako’ya aittir.
Tüm itirazlara rağmen Ankara’dan buğday taşımak için gönderilen develer Yozgat’a ulaşır. Halk isyan eder 30 Eylül 1873 Salı günü bölgeye gelen develere saldırır.
İki zaptiye öldürülür, isyancılardan birçok kişi yaralanır, devlet isyanın diğer bölgelere yayılmaması için Yozgat’la tüm bağlantıları keser ve ancak 2 ay sonra sükunet sağlanır. Tarihini iyi bilmeyenler, ileriki tarihlerde aynı tuzağa düşermiş…
Osmanlı zayıfladıkça yabacılar topraklarımıza göz dikmişler ve stratejik önemi olan zenginliklerimizi ele geçirmişler.
Önümüzde ki yüzyılın savaş sebebi tarım ve su olacaktır.
2050 yılında tüm Avrupa’da fosil yakıtların kullanımı yasaklanıyor.
Petrol Out, Gıda İn Soğuk ve sıcak savaşta tartışmasız dünya lideri olan Amerika’nın tek amacı vardır “Dünya Gıda Devi” olmak.
Bu amaçlarına uygun çalışmalarını sadece bizde değil tüm dünya ülkelerinde sürdürüyorlar. Ama üzülerek söylüyorum en zorlanmadıkları ülke Türkiye oldu.
Haşhaş ekiminden başlayan kısıtlama, sigara fabrikalarının satılıp kapatılmasıyla tütün tarımını bitirdi.
Şuan hedefte olan yağ ve şeker.
Şeker işini Nisan gibi bitirirler, sırada zeytin ağaçlarının kıyımı var. “Nasıl beceriyorlar tüm bunları?”
Bilmiyorum…!
Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte tarımda büyük bir atılım yapıldı, yabancı simsarlardan kurtarılan vatan topraklarımızın daha verimli olması için; Tarım Kredi Kooperatifleri, TZDK, İGSAŞ, GÜBRESAN; Et ve Süt Kurumu, TİGEM, Türkiye Şeker Kurumu, TMO, AOÇ, Devlet Üretme Çiftliği gibi kurumlar kuruldu.
Mera Kanunu, Köy Kanunu çıkartıldı.
Sonra ki yıllarda sulama barajları ve göletler yapıldı Son 15-20 yılda bu kurumların hepsi buhar oldu, Bütünşehir kanunuyla köy ve meralar da gitti.
Önümüzdeki yüzyılın gıda savaşlarını Angus etiyle kazanır mıyız?
Bilmiyorum…!

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!