GÜN GELDİ

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

sudiKöyünden şehre giden amca somun ekmeği gördü. Sıcacık, fırından yeni çıkmıştı ve buram buram kokuyordu.
Dayanamadı iki tane aldı.
Diğer işlerini bitirip atladı atına akşam vakti köyüne vardı.
Karısı sofrayı hazırlamış çoluk çocuk onu bekliyorlardı.
Heybedeki ekmekleri çıkartıp sofraya oturdu.
Somun ekmeği görenler sofradaki yemeğe dönüp bakmadılar bile.
Yufkayı yatırdılar yere, paylarına düşen somunu bir güzel sardılar ve yediler.
Eskiden dört beş kadın birleşir imece usulüyle yufka ekmek yaparlardı.
Sonbahar geldiğinde annemim “Haydi oğlum biraz gazel topla” sözüyle ağaçlardan dökülen kuru yaprakları, birkaç dal parçasını birleştirerek önüme katar kovalardım.
Vakti gelince tandırın üzerine bir sac konur ve o yapraklarla yufka ekmek yapılırdı.
Bazen iki metre yüksekliğe çıkardı boyu.
Tek tek dizilen yufkalar ne bayatlar, ne de bozulurlardı.
Şimdilerde bayatlamayan ekmek yapmaya uğraşıyor ilgili şahıslar.
“Sür sür ye” diye her gün reklamları dönen kakaolu kremaları bilmezdik ama mis gibi üzüm pekmezlerimiz olurdu.
Yoğurdun pastörizesi değil orijinali vardı.
Hem öyle raf ömrü uzasın diye içine kimyasal filan katılmazdı.
Ayva, üzüm, elma samana gömülür saklanırdı, yemişim buzhaneni.
Maydanoz, dereotu, nane yeşilken toplanır gölgede kurutulurdu.
Hamuru kimyasal mayalarla değil, ekşimiş hamurla mayalardı analarımız.
Sende yoksa komşuda olurdu ekşimiş maya.
Yumurtaların sarısı tavukların içinde oluşurdu, şırıngaların ucuyla değil.
Ne konservesi?
Domates, fasulye, biber, patlıcan, bamya velhasıl tüm sebzeler kurutulur ve mevsimine kadar onlarla beslenilirdi.
Kışlık sucuk, kıyma, patates stoklarımız bir orduyu besleyecek kadar fazla olurdu.
Üzeri bir parmak kaymakla kaplı sütten bıkardık ta ki süt tozuyla tanışana dek.
Meyvelerin, sebzelerin kendine has kokusu vardı.
Hele Temel reisin yüzünü andıran domatesler yok mu?
Yüzlerce yıllık geleneksel tohumdan eker hala annem.
Bir pet şişenin içine kül ve o tohumdan koyup verdi, saklıyorum..
Geleneksel tohumlarımızı kaybettik, Ata yadigârı birçok meyvemiz yok olup gitti.
Elmayı, armudu, eriği dilimler gölgede kurutur, odun külünde saklar sonrada yıkayıp kaynatırlardı ve bu hoşaf hiç bozulmazdı.
Koptuk geleneklerimizden, hoşafı bilimsel kategoriye alacak kadar koptuk.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!