Özellikle son yıllarda yaygınlaşan Atatürk’e hakaret furyası geçtiğimiz hafta adeta tavan yaptı. Alçaklar, “Derin Tarih” başlığıyla ağızları köpüre köpüre, kudurmuşçasına saldırıp durdular Türkiye Cumhuriyetinin kurucusuna.
Bırakın Atatürk’ü normalde yıllar önce dünyadan göç etmiş herhangi birine bile hakaretler yağdırmak aşağılık bir davranış değil midir?
Kalkıp kendini savunacak durumda olmayan hatta leğen kemiği bile çürümüş bir kadın için sarf edilen sözler midemi bulandırdı.
Onlara göre Zübeyde Hanım’ın tek suçu Atatürk’ü dünyaya getirmekti.
Bu ve bunun gibi dangalaklar hep vardı, sadece meydanı boş bulduklarında dübürleriyle ağızları yer değiştirir.
Neymiş Ata’mın suçu?
Ülkeyi işgalden kurtarmış.
Vatan savunmasını organize etmiş ve yok olan bir devletten yeni bir devlet kurmuş.
Alçak adamlar kurmasa mıydı?
“Keşke; İngiliz’in, Yunan’ın işgalinde kalsaydık” diyecek kadar hain bunlar.
İşgal kuvvetlerini övmek vatana ihanet suçu işlemektir de, kim yakasından tutup bu alçaklığın hesabını soracak?
Yine devletin televizyonunda bir başka müptezel bizim vergilerimizle basıyor kalayı.
Atatürk’e hakaret edecek ama aldığı maaşı Atatürkçüler verecek!
Zehir zıkkım olsun, ağzından işe alçak bunak.
Babür Şah’tan- Emir Timur’a, Anuş Tegin’den-Tuğrul Bey’e, Bayan Kağan’dan- Alp Tegin’e, Selçuk Bey’den- Osman Gazi’ye ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e kadar uzanan kahramanlık zincirinin hepsi bizim ortak değerimizdir.
Fatih’te bizimdir, Oğuz Kağan’da.
Kim hakaret ederse, alçaktır ve işgalcilerin döl artığıdır.
Mahatma Gandhi’nin “Mustafa Kemal, İngilizleri yeninceye kadar Tanrıyı da İngiliz zannederdim…” sözüne bozulup “1938’de ölen piç” diyen şerefsizin hala İşgal günlerinin hasretinde olduğu aşikârdır.
Aslında bir şey söyleyeyim mi “O savaşlar bizlerin bildiği gibi abra kadabra kazanılmamış. Askere gitmemek için dağlara kaçanlara, işgalcileri alkışlarla karşılayanlara ve bandikli Kadir hanımlara rağmen, açlık ve kıtlığa, unla sirken otunu karıştırıp ekmek yapma pahasına kazanılmış.
Devletimiz kurulduktan sonra da iç ve dış düşmanlarla mücadele sürmüş.
Emperyalistlerin gireceği tüm delikler kapatılmış.
Tabi ki bir yere kadar; Şimdi görüyoruz ki, o yıllarda işgalci Yunan askerlerine şerbet ikram eden alçakların torunları – bu günlerde deliklerinden birer birer çıkıyor.
Bunlar var ya bunlar “Bandikli Kadir’in” doğurdukları…
KUDURUKLAR
Paylaş
