KÜRT İSYANLARINA BAKIŞ

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Özellikle Cumhuriyetimizin kuruluşundan başlamak kaydıyla Kürt isyanlarının gerçek nedenlerinin başında Osmanlı Devletinin sonu olan 10 Ağustos 1920’de imzalanan Sèvres (Sevr) Antlaşmasını gösterebiliriz.
Bu antlaşmada Osmanlı Devletinde yaşayan Kürt unsurunun çoğunluk olduğu yerlerde özerklik oluşturulacağına ilişkin bir madde konmuştu.
Bu maddeye istinaden bazı Kürt aşiretleri derhal harekete geçerek bir bildiri hazırladılar.
Bu bildiride Avrupa’nın Kürtlere armağan ettiği özerkliği Ankara Hükümetine kabul ettireceklerini, kabul etmemeleri halinde ayaklanmalara başvuracaklarını,
Hatta daha da ileri giderek Elazığ, Diyarbakır, Bitlis ve Van illerinde bağımsız bir Kürdistan kurulmasını, aksi takdirde bu haklarını silah kuvveti ile alacaklarını bildirmişlerdi.
Bunun yanında Doğu Anadolu’daki bazı ilçelerin seçkin bir il haline getirilerek yerli Kürtlerden bir valinin atanmasını, adliye ve mülkiye memurlarının yine görevlerinin başında bulunmasını Büyük Millet Meclisi’nden istemişlerdi.
Emperyalist güçlerce desteklenen bazı Kürt aşiretlerinin bu gibi istekleri karşısında Atatürk Vakit gazetesinin baş yazarı Ahmet Emin Yalman’a Ocak 1922 tarihinde verdiği bir demeçte; “ Kürt sorununun olmadığını, Kürtlerle Türklerin ulusal sınırlar içinde iç içe yaşadığını, Kürtler için ayrı bir sınır oluşturulmasının Türkiye’yi mahvedeceğini,
Bu nedenle başlı başına bir Kürtlük düşünmekten çok Anayasamız gereğince zaten bir çeşit özerklik oluşacağını belirterek hangi bölgenin halkı Kürt ise kendi bölgelerini özerk olarak idare edeceklerini „ açıklamıştı.
1921 Anayasasının 21. maddesi “ İl yönetimi yerel işlerde manevi kişilik sahibidir ve özerktir „şeklindeydi.
Buradan da anlaşılacağı üzere Atatürk, Kürtlerin kendi kendilerini yönetmesinden değil, illerin kendilerini yönetmesinden bahsetmekteydi.
Aslında Atatürk Kürtlüğü ve Kürt sorunun asla kabul etmediği gibi Lozan’da tartışılan Musul meselesinde İngilizlerin uğursuz planını açıklarken şöyle demişti.
İngilizler orada bir Kürt hükümeti kurmak istiyorlar. Bunu yaparlarsa, bu düşünce bizim sınırlarımız içindeki Kürtlere de yayılır. Buna engel olmak için sınırı güneyden geçirmek gerekir „
Atatürk döneminde Kürt sorununu anlamak için Musul sorununa bakmak gerekir.
Bu dönemlerde, İngilizlerle Musul müzakereleri sürdüğü sıralarda, Türkiye Musul’u geri almak için askeri harekete girişmek üzereyken, İngilizlerin desteği ile Şeyh Sait isyanı başlar ve kısa bir zamanda bu isyan öteki Kürt isyanları gibi anında müdahele edilerek bastırılır.
Esasında Ulusal Kurtuluş Savaşının verildiği sıralarda Atatürk, emperyalist güçlerin Kürt aşiretlerini kullandıklarını bildiği için, devlete itaat edenlerle dostluğu arttırırken, isyan edenlere ise askeri tedbirler almıştı.
Biz burada, emperyalist güçlerce destekleklenen ve sürekli gündemde tutulmak istenen Kürt sorunun kısa bir tarihsel özetinin sadece bir kaçını dile getirdik.
Emperyalist güçler 1920’lerde Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki Kürt aşiretlerini kendi çıkarları için nasıl desteklemişlerse 2000’li yıllarda da aynı şekilde desteklediği görülmektedir.
Özellikle bu destek önce özerklik sonra da sözde bağımsız bir Kürt devletini ortaya çıkartmaktır.
Unutulmaması gereken bir durum varki; o da, Atatürk önderliğinde emperyalist güçlere karşı Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın kazanılıp Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasıdır.
Unutmayalım, 90 yıl önce kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti ilelebet payidar kalacaktır.
Kaynakça:
Ali Kemali,Erzincan, Resimli Ay Matbaası, İstanbul,1932
Turan Bozkurt, Atatürk’ün Doğu Politikası ve Kürt İsyanları, Yılmaz Basım Yayın ve Dağıtım Ltd. Şti., İstanbul, 2011

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!