O acı haber geldiğinde önce garip bir sessizlik hâkim oldu başkanlık binasında. Aradan kısa süre geçti başkan sağ elini yumruk yaparak “bir avuç çapulcuya meydan vermeyeceğiz” diye bağırdı.
Bu söz tüm görevlilerin toparlanmasına yetti.
Az önceki kargaşanın yerini plan yapma telaşı aldı.
Teknoloji sonuna kadar kullanılacaktı. Önce insansız hava araçları bölgeye yönlendirildi.
Irak toprakları baştan sona gelin başı gibi taranıyordu. En küçük bir hareket merkeze iletiliyor uzman gözler her detayı inceliyordu.
Başkan, savunma bakanını çağırıp her şey için hazırlıklı olunması emrini verdi. Bir zamanlar demokrasi getirdikleri ülkenin (Irak) topraklarında yaşanan bu ihanet asla karşılıksız kalmayacaktı.
Başkanın kararlılığı herkesi ateşlemişti. Görevliler sakin, kendilerinden emin ve ne yapacaklarını bilen bir çabayla işlerine koyuldular.
Hava kuvvetleri hazırlanmış, özel birliklerin son hazırlıklarını bitirmelerini bekliyordu. Beklenen haber geldi ve hızla verilen gizli görev için hareket ettiler.
Ertesi gün işler yolunda gitmiş hedefin yeri tespit edilmişti. Teknolojimizin baş döndürücü ilerleyişi meyvesini vermişti. Uzay bilimlerine (TASA) ayrılan bütçeyi eleştiren muhalefetin yüzü kızarıyordu.
Sinyal kesici jammer cihazları, mikrodalga modül ve çeşitli elektronik harp teçhizat sistemleri mükemmel şekilde kullanılıyordu. Samanlıktaki iğne bulunmuş, sıra onun tereyağından kıl çeker gibi alınmasına gelmişti.
O karar için toplanıldı. Başkan “günlerini görecek ve bizim güçlü bir ülke olduğumuzu, bileğimizin bükülmez olduğunu anlayacaklar” diye bağırdı. Gözlerinden adeta ateş fışkırıyor ve kararlılığı odada bulunan herkesin içine işliyordu.
Dışişleri Bakanı gülümserken gözlerinde mağrur bir ışık vardı. Savunma Bakanı da ona eşlik etti ve artık operasyonun son safhasına geçme kararı alındı.
Özel birlikler düşmanın kalbine kadar sızmış ve nefes alışlarını dahi takip ediyorlardı. Düşmanlar aradan geçen sürede bir yerde iki günden fazla kalmıyor ve devamlı yer değiştiriyor tedbiri elden bırakmıyorlardı. Buna rağmen özel birlikler kontrolü hiç kaybetmedi. Aralarına sızan ajanlar sayesinde her türlü bilgi eksiksiz alınıyordu.
En son raporlar masaya yatırıldı.
Kurmay başkanı tüm planı tek tek yeniden anlattı.
Kafalarda hiçbir soru işaretinin olmaması en küçük bir aksaklığın yaşanmaması gerekiyordu. Masanın üzerinde bulunan hareket planları ana bilgisayara yüklendi.
Kırmızı dosyasını emir subayına veren kurmay başkanı hızlı adımlarla odadan çıktı.
Başkanın odasına girdiler ve hareket planlarını sunup emrini beklediler. Başkan elindeki çubuğu Irak’ın kalbi Bağdat’ın üzerine getirip “işte tam burası” diye mırıldandı.
Görev çok önemli bir o kadarda tehlikeliydi. Başarılamadığı takdirde geri dönüşü mümkün olmayan bir felaket olurdu…
“Operasyon başlasın” emrini verdi.
Rivayet odur ki; 200 IŞİD militanıyla 49 konsolosluk çalışanı takas edildi. Son yılların en muhteşem operasyonu bu şekilde sonuçlandı ve Sinan Oğan’a yönelik “atma atma” nidaları ile alnından gururla öpülen vatandaşlarımızın boynu bükük halleri yeni Türkiye’nin gurur tablosu olarak tarihteki yerini aldı.
NORMALDİ YA ÇIKARMASI
Paylaş
