ÖZET OLARAK

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkiye 1947 yılında üye olduğu İMF ile ilk stand-by (yanında olmak) anlaşmasını 1961 yılında imzalamış.

Ülkemizde 384 cezaevi bulunmakta olup 45 cezaevinin inşası devam etmektedir.

Bu sektörün müşterisi sürekli artarken istihdam edilen personel sayısı da 55 binin üzerindedir. İMF ile yapılan her anlaşma sonrası kara tahtanın önünde tek ayakta bekletilen tembel öğrenci gibi olmuşuz.

Belediyelerin en çok istihdam ettiği personel çevre temizliği bölümündedir.

Arabasında ki küllüğü, su şişelerini ıvırı zıvırı sokağa atma huyumuz gelenekselleştiği için; bir ton parayı yatırıma değil çöpe harcarız.

Türkiye’de iç güvenliği sağlamak için binlerce araç gece gündüz sirenlerini çala çala kavgaları sulh etmeye gider.

Kavga ve kargaşa çıkarıp ortalığı velveleye verenler için giden her aracın giderini öder, bahçesinde torun seven dede ve torunu.

Karayollarına trafik için dikilen işaret levhalarını mermiyle işaretleyen zontalar yüzünden milyonlarımız gider.

Önleyici sağlık hizmetleri “ölmeyin” diye sağlık hizmetleri vardır ama hasta olmamak için yeteri kadar beslenemeyen hasta vardır.

Devlet tasarruf edeceğim diye senin boğazından kıstığı parayı hastalığına harcar.

Kimseler işini doğru yapmaz, plansız ve angarya bir çalışma yöntemimiz vardır.

Altyapıyı yapar, rögar kapağını açık bırakırız.

Biri gelir düşer içine, adamı çıkarır önlem alırız ve tazminat öderiz.

Türkiye insan hakları ihlalinde AİHM’de Rusya’dan sonra ikinci sırada.

Bu uğurda ödenen cezaları siz tahmin edin!

Gelecekteki iş kolları ve istihdam verileriyle yönlendirmeli eğitim için ayrılmayan bütçe yüzünden, binlerce genç iş gücünden yoksundur.

Oradan tasarruf eder işgücünden kaybederiz.

Daha ucuz olduğu için en dandik ürünü bile dışarıdan alıp kısa vadede tasarruf ederiz ancak; üretim kabiliyetimizi yitirdikten sonra tekelleşen güruhlar en zayıf anı kollayıp çullanır üstümüze.

Dünyada “Başımıza icat çıkartma, eski köye yeni adet” gibi özlü sözler yoktur.

Çıkarılan icadı kabullenmeme inadımızın faturası toplu iğneden, firketeye kadar her şeydir. Hemen her belediye başkanının altında milyonluk makam araçları vardır.

Bisikletle işine giden Avrupalı başkanlara enayi gözüyle bakarız.

Onlar üretir binmezler ama biz bir güzel havamızı atarız.

İsrafın adına “itibar” deriz.

Soğan ekmek yer binlerce liralık telefonla gezeriz. 80 milyonluk ülkeyiz değil mi?

Bakın süper ligde oynayan takımların kadrosuna ne demek istediğimi anlarsınız!

Hadi saman yetişmiyor da topa vuracak adam da mı yetişmiyor kardeşim!

Hal böyle iken İMF çıkmış Mc Kinsey Company girmiş, hala kapaklanmadığımıza şükredelim, şimdilik…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!