Haziranın ilk haftasına hazırlanan siyasi partilerin seçim vaatleri de ortaya çıkmaya başladı. Seçim programını ilk açıklayan ana muhalefet partisi CHP oldu ve ortalık karıştı.
CHP’yi bu kadar kapsamlı, sosyal yaralara parmak basan bir projeyle seçime girerken ilk defa görüyorum.
Parmak bastığı yaraların tamamı bu ülkenin bire bir gerçekleridir.
CHP’nin seçim vaatlerinden sonra iktidar kanadının tepkileri gecikmedi.
İlk açıklama maliye bakanından geldi “bunları yapsın bende CHP’li olurum” Sayın bakanın bu sosyal yaraların varlığını inkâr etmemesi ise düşündürücüdür.
“Türkiye’nin böyle bir sorunu yoktur” diyemedi. İktidarın diğer mensupları ve yandaş medya “bu programın uygulanması için kaynak olmadığını, sadece seçim kazanmak için verilmiş sözler” olduğunu hala dile getiriyorlar.
Peki, CHP’nin programı gerçekten uygulanamaz mı?
Devletin emekliye 2 ikramiye vermesi mucize mi?
Asgari ücretten vergi alınmaması uçuk kaçık bir düş mü?
Mazotun çiftçiye bir buçuk liradan satılması sadece seçim rüşveti mi?
Diğer partilerin programları açıklandığında onlara da değineceğim ama CHP’nin programının uygulanamayacak hiçbir yanı yok.
Türkiye’nin bu programı uygulayacak her türlü dinamizmi var.
Sayın Arınç’ın dile getirdiği israfların önüne geçilirse bu program tutar.
Suriye’den getirilen 2 milyon mültecinin ülkelerine gönderilmesiyle üzerimizden büyük bir yük kalkacaktır.
Onlara harcanan paralar kendi vatandaşımız için harcanamaz mı?
Ne olduğu belirsizlere el altından yapılan yardımların vanaları kısılırsa asgari ücretliye yetmez mi?
Çin’den fasulye, Uruguay’dan saman, Rusya’dan buğday, Avusturalya’dan angus, Virjinya’dan tütün, Alpler’den çökelek almayıp bu paraları kendi çiftçimize versek olmaz mı? Japon karpuzu yerine Adana karpuzu yesek, Arnavut ciğerini Anadolu kuzusundan yapsak olmaz mı?
Olur…
AKP bu 12 yıldır bu ülkenin tüm kazanımlarını har vurup harman savurdu.
Özellikle 2007 yılına dek yapılan özelleştirmelerden oluk oluk para akmış ama bu gelirlerden ne çalışanlar, ne esnaflar ne de emekliler pay alamamıştır.
Cumhuriyet tarihinde emeklinin kalkınmadan pay almasını yasaklayan tek partidir AKP…. Şimdi “efendim kaynak nerede?” diyorlar.
Ben israfların belki de en göze görülmeyeninden bahsedeyim.
Türkiye’de, 81 il ve bunlara bağlı 957 ilçe bulunmaktadır.
Toplamı 1038 kalem eder.
Türkiye’de Sağlık Bakanlığına bağlı toplam hastane sayısı 836. Sağlık Ocağı 6300.
Ziraat Bankasının yurtiçinde bulunan şube sayısı 1636.
Ak Partili belediye sayısı beldeler hariç 662.
Toplam 10472 sadece önemlilerini yazdım.
Diğer irili ufaklı kurumları kattığımızda 100.000 tabela sırf “TC yazıyor” diye değiştirildi.
En ucuz tabelaya bin lira ödenmiştir.
Kısacası AKP iktidarı TC’yi kaldırmak için 100 Milyon lirayı gözden çıkarırken emeklisine iki ikramiyeye kıyamamıştır..
TABELA PARTİSİ
Paylaş
