TÜZÜK BAHANE, DEMOKRASİ ŞAHANE…-Hasan İlhan

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İki hafta önce bu köşede belirtmiştim, CHP’de genel seçime kadar taşların yerine oturması için zamanın yetemeyeceğini, yetmezse kavga bile çıkabileceğini…
Bu kavga başka bir partide olsaydı belki hiç şaşırtmazdı. Çünkü CHP, en ufak sorunlarında (aslında iktidara giden yolu bulamayınca her sorun büyüktür) kurultay yapmayı adet haline getiren tek parti…
Kimin kime ihanet ettiği belli değil. Tabii benim dikkati çekmek istediğim tek ihanet, her sıkıştıklarında ağızlarından hiç düşürmedikleri Mustafa Kemal’in partisine ve ülkenin belli dönemeçlerinde katkı vermeyenlerin ihanetinin söz konusu olmasıdır.
Yoksa kişisel çekişmeler ve yarışlar her siyasi partide yaşanır. Ne kadar acıdır ki, şu an kendi içerisinde ideolojisinden vazgeçmeden iktidara gelme mücadelesinden ve bu yüzden kendi kurulları içerisinde tartışılmasından kaçan tek parti konumunda…
Kimine göre Cumhuriyet Halk Partisinin yönetimi yeni yeni kendine gelmeye başlıyor…
Kimine göre de bölünüyor…
Hani CHP’nin Lideri Türkiye’deki Demokrasi için “AKP Demokrasisi” iddiasında bulunmuştu ya…
Haksız demiyorum, o ayrı konu elbette.
Yeni tüzüğe göre şöyle bir yorum yapmak lazım o zaman;
CHP yönetimi içerisindeki “Önder Sav Demokrasisi” yerini “Kılıçdaroğlu Demokrasisi” almıştır.
Aslında değişen tek şey ideolojisini 1980’lerden sonra köreltmiş bir partinin Genel Başkanını tek başına yönetimi atayabiliyor ya da kovabiliyor.
Bu tüzük 2008 yılında Sn. Deniz Baykal tarafından planlanmış ve o dönem seçim nedeniyle 2010 Mayısında yürürlüğe konmak üzere onaylanmıştı.
Kime niyet kime kısmet…
Baykal-Sav arasında olması gereken çatışma bu zamana kadar geciktirilmiş ve Kılıçdaroğlu-Sav kavgasına dönüşmüştür. 
Sn. Baykal’ın gidişinde Sn. Sav’ın; Sn. Sav’ın pasivize edildikten sonra da Sn. Baykal’ın bu dönemdeki rollerini ileride daha kolay anlarız belki…
Bu süreç iyi ya da kötü yaşanmıştır. Şimdi de başarılı olunup olunamayacağı, parti oylarının artacağı mı yoksa tabandan bile oy kaybının yaşanabileceği tartışmaları daha çok yaşanacak gibi.
Ama göründüğü kadarıyla önümüzdeki Genel Seçimlerin yaklaştığını düşünürsek, parti içinde yaşanan güçlü muhalefetin de etkisiyle ülke halkına iktidara hazır olduğunu hissettirmesi çok zor görünüyor.
Sadece parti yönetiminin değişmesiyle bir anda yıllarca geri planda kalmış örgütlerin harekete geçirilmesi, yeni yüzlerin bulunması ve halka olan samimiyetlerini kabul ettirmeleri kısa zamanda olacak bir şey değildir.
 Üstelik Sn. Kılıçdaroğlu’nun Liderliğinin hala bırakın halk içerinde kendi partisinin içinde bile tartışılması, “CHP gerçek Liderini hala bulamamıştır” kaygı ve endişesini taşımaktadır.
Sizin anlayacağınız, Tüzük bahane…
Fakat CHP, önümüzdeki genel seçimlerden çok şey beklemeden tartışmaya devam etmeli ve gerçek kimliğini bularak ideolojilerini halka anlatarak samimi olduğuna inandırmalıdır.
Aksi halde kopya çekerek ve kopya çektiğin yeri eleştirerek hedefe ulaşmak çok zor…
Bu gidişat burada bitmedi, aslında yeni başlıyor…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!