YAŞ FARKI

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

sudi Çeşitli yaş gruplarında birkaç arkadaşla sohbet ediyoruz, konu döndü dolaştı yaşa geldi. Özellikle içlerinden birisi var ki işi gücü bana şaka yapmak.
Kendince kızdıracağını sanıp boş yere gayret ediyor ama yine de halinden memnun.
Sohbet esnasında “Sen yaşlısın bunlardan anlamazsın” deyip gülmeye başladı.
Sonra konuyu daha da derinleştirerek “Zaten kaç yılın kaldı ki önünde günlerin sayılı” deyip Güzide Kasacı’nın oğluymuş gibi bastı kahkahayı.
Tartışma “Genç olmak mı avantaj, yaşlı olmak mı?” Gençliğin avantajlarından sırayla bahsetmeye başladılar.
Çeşit çeşit arabalara biniyoruz, istediğimiz yere birkaç saatte uçuyoruz, iletişim çok kolay anında istediğimizle konuşup görüşebiliyoruz, eskiden hayal bile edilemeyen birçok şey şimdi bizim yaşadıklarımız” diye sıraladı.
Onlar sıraladı, sıra bana geldi. “Bakın” dedim.
“Siz hiç sevdiğinize mektup yazıp günlerce postacı yolu beklediniz mi?”
Dinliyorlar.
“Siz hiç benzin, çay, şeker kuyruğunda beklediniz mi?
Ülkemizi yönetmeye talip olan siyasi parti liderlerinin televizyonda kıran kırana tartıştıklarına şahit oldunuz mu?
Yine siz ülke büyüklerimizin birbirlerine “Sayın, Beyefendi” gibi hitaplarına şahit oldunuz mu? Yine siz: ata, eşeğe binip çelik çomak oynadınız mı?
Büyüklerinizi görünce sigarayı avuç içinize saklayıp elinizi yaktınız mı?
Mahalle büyüklerinizden en az babanız kadar çekinip, kendinize çekidüzen vermek zorunda kaldınız mı?
Radyo tiyatroları dinleyip, Teksas- Tommiks okudunuz mu?
Sağ- sol ideolojilere sıkı sıkıya sarılıp bir parti lideri için değil “Ülke” için kavga ettiniz mi? Ortam biranda sessizleşti.
“Daha çok şey sayabilirim sizlere, mesela şu mangala attığımız tavuk bizim çocukluğumuzda yoktu, kümesten yakalar kendimiz keser yerdik, şu domatesin tadına ben hala alışamadım ama ne şanssızsınız ki o eski tatları siz hiç bilmiyorsunuz.
İneğin memesinden yayığa giden yolu, halis tereyağının, çökeleğin, peynirin nasıl yapıldığını ezbere bilirim.
Mevsimine kadar sakladığımız meyveleri, buzhane görmemiş elmaları siz hiç bilmezsiniz” dedim.
Merakla dinliyorlar. “Sonuçta; sizlerin adına üzgünüm, sizin meziyet gibi sunduğunuz bugünkü tekniklerin hepsine bende sahibim, istediğim arabaya biner, istediğim yere uçarım.
İstediğimle anında görüşür yazışırım.
Mesela sizin şuan yapıp benim yapamadığım hiçbir şey yok.
Üstelik sizlerin benim yaşıma gelme garantiniz yok ama ben sizlerin yaşını çok güzel yaşadım” dediğimde konu bir daha açılmamak üzere kapandı.
Mevzu benim ya da sizlerin kaç yaşında olduğu değil tabi ki.
Ömür bankasından aldığımız yılları nasıl yaşadığımız daha önemli.
Doya doya, içine sindire sindire, çiçeğe- böceğe, denize -gökyüzüne ve iki mavinin birleştiği ufuk çizgisine baktıkça ufkun ne kadar genişliyorsa o kadar yaşamışsındır.
Onun için hep söylerim ya “Yolunuz mavi olsun”

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!