YEDİDEN YETMİŞE CUMHURİYET

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

sudi “18 yaşındakinin zinasına karşı çıkamıyorsanız, 7 aylık bebeğe tecavüze karşı çıkmak timsahın gözyaşlarıdır. Şehvet öyle bir şeydir ki, sınırda durmazsanız, duracağınız hiçbir yer yoktur” demiş Samsun müftüsü.
Ne tespit ama değil mi?
Tecrübe başka bir şey tabi ki..!
Geride bıraktığımız Ramazan ayı içerisinde verilen bir iftara katılan müftü bey, Osmanlı şerbetini öve öve bitirememişti. Son yıllarda yükselen Osmanlıcılığın sembollerindendir kendileri. Kızlı erkekli Horonun ahlaksızlık olduğunu hatta akraba bile olsa kadın ve erkeğin el ele horon oynamasının doğru olmadığını” söylemişti.
Osmanlıcılık AKP iktidarıyla birlikte yükselişe geçti.
Bu günkü Ortadoğu politikamızın temelinde “yeniden büyük Osmanlı” rüyasının olduğunu ‘Arap’ ülkelerinden yükselen ‘Türkiye’ karşıtı seslerden anlıyoruz.
Siz bakmayın aynı dine mensup olduğumuza Osmanlıya karşı büyük bir nefret beslerler. 1900 yıllarında tüm dünyada baş gösteren milliyetçilik akımından en çok etkilenenlerin başında Araplar gelmektedir.
AKP iktidarının inanca dayalı yenidünya düzeni oluşturma isteği ‘Ortadoğu’ coğrafyasında ilk başlarda çok fazla önemsenmedi.
Arap baharıyla başlayan olaylar zincirinden sonra işin ciddiyeti anlaşıldı. Bugün içine düşürüldüğümüz durum kurulan o büyük düşün ve yanlış politikaların meyveleridir. Osmanlıyı batıran “Batılı gibi yaşar, doğulu gibi yönetirim” mantığıdır. Özellikle bazı din adamlarının hala Osmanlı rüyasında olmasının sebebi yönetimde söz sahibi olmalarından kaynaklanmaktadır.
Laik sistemle birlikte sadece din işleriyle uğraşma kabiliyeti tanınan bu kesim, Osmanlı döneminde devletin karar mekanizmasının başındaydı. Müftü bey bu hayalle yaşıyor olmalı ki sivri çıkışlarıyla ileride düşünülen sistemin bir ayağında yer alabilsin. Kızlı erkekli horona karşı çıkan müftü beyin Analıkızlı köfte hakkında ne düşündüğünü merak ediyorum. Konu neden buraya geldi diye merak edenler için açıklayayım. Son yıllarda tüm siyasi propagandalar kadın üzerinden yapılıyor. Türbandan tutun, tesettürlü turizme kadar hep kadın odaklı. Tüm dünya görüşünü kadınlar üzerine kuran bir mantığa en iyi örnek Osmanlı mutfağıdır. Osmanlı şerbetinin ve Mesir macununun aga nigiye iyi geldiğini yazar o devrin kitapları.
Yemek isimleri ise gayet masumanedir..!
Hünkâr, beğendi “Şıllık Tatlısını” Vezir, parmağı ile işaret ettiği dilberdudağının tadına baktı. Kadın Buduyla doyduktan sonra Patlıcan Oturtmaya yer kalmamıştı midesinde.
Kerhane Tatlısını görünce imambayıldıya elini bile dokundurmadı.
Şaka bir tarafa: Osmanlının yönetim şekli yenidünya düzeniyle bağdaş saydı zaten yıkılmazdı. O devasa büyüklükteki Osmanlıdan ‘Atatürk’ ve silah arkadaşlarının kurtarabildiği küçükte olsa bir vatanımız var.
Kadınların işgücüne katıldığı birer birey olarak değer gördüğü demokrasimiz var.
“Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyin” diyen bir anlayışın günümüzde yeri yoktur.
Cumhuriyet ve demokrasiden memnun olmayanlar için söylüyorum.
Osmanlıdan, Atatürk ve silah arkadaşlarının kurtardığı bir avuç toprakta Osmanlıcılık yapmanıza ne gerek var?
Kalan topraklar yedi sülalenize yeter. Gidin oralara alın ve kendi sisteminiz neyse kurun mus mutlu yaşayın.
Yanlış mıyım?
 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!