BU İŞTE BİR “MİT” YENİĞİ VAR

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İzmir, İstanbul başta tüm kıyılarımız işgal altındaydı. Güneydoğu cephesi çökmüş, hatta içerideki işbirlikçiler, “Teslim olalım ki daha fazla zayiat vermeyelim” diye kapı kapı dolaşmaya başlamışlardı.
Emperyalist güçler zafer sarhoşluğundaydı. İşgal güçleri daha doğru dürüst bir mermi bile sıkmadan ve hiçbir direnç görmeden işgal ettikleri şehirlerin ganimetlerini paylaşıyorlardı.
Dile kolay ama yazması o kadar zor ki. İşgal edilen vatan topraklarıydı. Ganimet ise tertemiz tülbendi sünnetsiz küffarlar tarafından açılan analardı, bacılardı.
“Direnmeyelim” diyordu. “Teslim olalım ki daha fazla zayiat vermeyelim” diyordu işbirlikçi, korkak ve bir o kadar da alçak olanlar.
Bir İngiliz, Yunan ve ya Fransız generalinin önünde diz çökmeyi onur sayıyorlardı işbirlikçi hainler.
Her gün binlerce düşman askeri ayak basıyordu vatan topraklarımıza. “Direneceğiz ve kazanacağız” dedi yurt sever cephesi ve o cephenin korkusuz, yiğit ve onurlu bir subayı ’Vatan’ için, ‘Millet’ için canını feda ederek çıktı ortaya.
Önce Camilerde başladı direnişin öyküsü. Kimse inançlı kesimin vatan savunmasında ki canhıraş mücadelesini hiçe saymamalı.
Çanakkale ve Gelibolu, eğer bir kez de olsa o topraklara uğramışsanız, ne demek istediğimi anlarsınız.
İngiliz, Fransız ve Yunan subaylarıyla pişpirik oynayan hainlerin kimler olduğunu, kimlerin ataları olduğunu söylemeye gerek bile duymuyorum.
Kara Fatma’lar, Kınalı Ali’ler ve daha nice adı konmamış kahramanlara borçluyuz içinde yaşadığımız, canımızı güvende hissettiğimiz bu toprakları
Bedel ödeyenlere minnetimiz sonsuz olmalı.
Birilerinin kucağında oturmak yerine, ölmeyi tercih eden o adı sanı unutulmuş kahramanlarımızın aziz hatırları önünde eğilmekten başka ne yapabiliriz ki?
Çok zor kurtarıldı bu vatan. Dünyasını hiçe sayarak, dünyayı yenenlerin armağanıdır bu ülke.
Dün kovduklarımız bu gün her metre karesinde cirit atıyorsa bu vatanın utanmalıyız.
Dün bizi bölenler, kardeşlik bağlarımızı kesenler hala sahne alabiliyorsa bu topraklarda, yerin dibine girmeliyiz ama orada da kefensiz yatanlar tükürür yüzümüze.
Ahde vefanın, minnet duygularının yerine ihanet şarkıları söyleniyorsa “SEVR” bitmemiştir.
O zaman susmak niye? Korkmak, saklanmak ve bir köşede kişiliksiz, silik bir şekilde yaşamak niye?
Zor kazanıldı o zafer. Atalarım açlıkla, sefaletle ödedi bedelini.
Birileri önderliğini yaparken, başka birileri canını ortaya koydu. “Ordular ilk hedefiniz Ak denizdir” diyen komutanın amacı Ak denizi dün kovduklarımıza pazarlayın değildi elbette.
Yedi düvele karşı savaştık biz. “Kürt, Türk, Laz, Çerkez” demedik aynı siperde şehit düşerken.
Korkmadılar, ateşe, ölüme gülerek gittiler.
O gün binlerce düşman ajanı cirit atıyordu yurdumda bu gün olduğu gibi.
Onlar korkmadılar.
Ölmemeyi yasakladılar.
Ve bugün sizlerin yönettiği, bizim içinde yaşadığımız bu cumhuriyeti kurdular.
Ya o mirası yönetenler “Bir istihbarattan korkarak” utanmadan, sıkılmadan o kahramanların bizlere armağan ettiği Cumhuriyetin bayramını yasaklamaya kalktınız ya..! Yazıklar olsun. İşte şimdi öldü “şehitlerimiz”……

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!