DİKKAT, SİYANÜR VAR!

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

“Havasına suyuna, taşına toprağına, bin can feda bir tek dostuma” dizeleriyle başlayıp “Bir başkadır benim memleketim” cümlesiyle devam eden şarkıdaki gibi değil memleketim.
Vahşi kapitalizmin çarkları arasında ezilen çoğunluğun sesi, bir avuç rant simsarlarının sevinç naralarının baskınlığında kaybolup gidiyor.
Bu rant çetesi memleketin her köşesine kümelenmiş ve hemen her partiden beslenen, hemen her iktidarı bir şekilde kullanma kabiliyetine sahip usta hırsızlardan oluşuyor.
Bu sistemden memnun değilim ama öncekinden de memnun değildim.
Güya “Demokrasi” denen, günden güne geriye giden temel insan ve temel yaşam haklarını, halkın bu yapısıyla ve bakış açısıyla düzeltmesi veya düzeltecek ortak aklı bulması çok zor. Herkesin birbirinin kutsalına ve değerine hakaret ettiği böyle bir döneme hiç denk gelmedim. Yıllar önce hayatını yitirmiş, elinden geldiği kadarıyla bu topraklara hizmet etmeye çalışmış ve hizmet etmiş devlet büyüklerine hakaretin bini bir para.
Biri padişahlara söver, diğeri Atatürk’e veya İnönü’ye.
Bilmezler ki birileri o günleri tartıştırarak, bugünlerin sorgulanmasını engelliyor.
Bu sövgü ustalarının ne padişahlara ne de diğer devlet büyüklerine dair iki satır bilgisi yoktur. Troller tarafından bilinçli bir şekilde servis edilen “Bir fotoğraf üzerine” dilediğini yazarak kirletme taktiği ‘kul hakkına’ girmiyor mu?
Aslında hiçbirimiz çevremize, komşumuza ve memleketin asli sıkıntılarına duyarlı değiliz.
Çok anlamsız bir ayrımcılık kanımıza işlemiş.
Nerelisin, hangi ilçesi veya köyünden, mahallesinden?
Hangi dine mensupsun?
Müslümansın ama Alevi mi, Sünni mi?
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşısın ama Kürt müsün, Türk müsün? Laz mısın, Çerkez misin?
Sağcı mısın, Solcu musun? Hangi partinin sağından ya da solundansın? Tüm bu kavramları “insanlar” dile getiriyor ama içinde ‘İnsan’ yok.
Sevmiyoruz birbirimizi, çıkarlarımız kadar “Merhaba” menfaatlerimiz kadar ‘akrabacıyız.’ Politikacıların ayrıştırıcı ve keskin dilleri bizleri tetiklerken, bizi biz yapan asli değerlerimizden hızla uzaklaştık.
Sanki fırsat kolluyorduk.
Komşumuz açken gayet tok yatabiliyoruz çünkü komşuluk bitti. Parayı ‘Yer Tanrısı’ ilan eden münafıkların dümen suyuna uyanlara ‘YUH’ olsun.
Dört kişilik bir ailenin geçim sıkıntısından dolayı bu dünyaya veda ettiği sırada o evin elektriğini kesen ve kestiren sisteme yazıklar olsun.
Yoksa onlar adına biz mi utanalım?
Doymuyorlar, doymayacaklar da.
Bize kanaat etmeyi öğütleyenlerin hemen hepsi bizlerin rızkından beslenenlerdir.
Şimdi sorarım sizlere; o 4 garibanın hakkını kimler yedi, kimler çaldı onların payını?
Siz mi? Ben mi?
Sağcı mı, solcu mu?
Değil, biz hala o şarkının ilk kuplesindeyiz.
“Havasına suyuna” oysa, fakir fukara kurban ediliyor memleketin doymak bilmeyen hırsızına, arsızına.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!