GEZİ PARKI OLAYI ve HALKIN TEPKİSİ

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yaklaşık 10 gün önce Taksim Gezi Parkında başlayan ve hemen, hemen tüm ülkeye yayılan eylemleri hepimiz ilgi ile izlemekteyiz. Konuyu ayrıntıya girmeden açıklarsak; yaşanan olayın başlangıcı önce Taksim Gezi Parkında ki tüm yeşil alanın yerle bir edilerek yıkılması karşısında çevreye duyarlı yurttaşların bu işlemleri durdurmak istemesiydi. Herhalde bizim özelliğimizden olacak nerede bir yeşil alan görsek hemen o alanı işgal eder yerine “ucube” oteller, AVM’ler ve residensler yaparız. İşte, İstanbul’un merkezinde bulunan ve yıllardır gezi parkı olarak kullanılan bu parkın yıkılarak yerine “ucube” binaların yapılmak istenmesi karşısında toplumun tepkisi büyük oldu. Bu tepki giderek büyüdü ve tüm yurda yayıldı. Esasında yaşanan sorun ekonomik, siyasal ve toplumsal sorunların birikiminden kaynaklanmaktaydı. Örn: Yaşanan siyasal sorunun başında çarpık bir seçim yasasıyla “Temsilde Adalet” prensibinin olmadığı bir parlamentoda, çoğunluğu elinde bulunduran AKP’nin liderlik sultası ile tüm parlamentoya hakim olarak ülkeyi yönetmek istemesiydi. Ancak demokratik, laik ve sosyal hukuk düzenini benimsemiş olan ülkemizde toplum “tek adam” denilen “otokratik” bir düzenle yönetilmeyeceğini bizi yönetenlerin bilmesi gerekirdi. Yönetildiği takdirde bu kez toplumda istenmeyen kaoslar oluştu. Biriken sorunlardan kurtulmak içinde bu kez toplum devreye girerek tepki verdi. Örn: Yıllardır yaşan işsizlik, hızlı nüfus artışı, gelir dağılımında yaşanan adaletsizlik, üretmeden tüketen bir toplum yapısı yerine; Demokratik sistem için de üreten, ürettiği oranda elde edilen geliri hakça bölüşen bir yapıya sahip olsaydık herhalde durum daha farklı olurdu. Hiç unutmam 12 Eylül 1980 öncesi İzmit de Seka Genel Müdürlüğünde görev yaptığım sırada büyük kentlerde toplumsal olaylar meydana geliyordu. Ancak İzmit de böyle olaylar yaşanmıyordu. Çünkü bu yörede gerek devlete gerekse özel sektöre ait onlarca fabrika vardı. Herkes bu fabrikalarda çalışıyor ve emeğinin karşılığını alıyordu. Şu andaki duruma bakıyoruz, Devlete ait fabrikalar ya özelleştirilmiş ya da fabrika yerine Seka parkı yapılmış. Denilebilir ki köprünün altından çok sular aktı şeklinde bir deyim söylenebilir. Ama durum devlet yönetimi olunca farklı olur. Unutmayalım bir toplum üretim yerine sıcak paraya dayalı bir ekonomik model uyguladığı takdirde o toplumda tüm yönleriyle bunalımlar artar ve istenmeyen olaylar meydana gelir. Bu günlerde yaşanan sorun bir gezi parkının kaldırılması sorunu değildir. Esas sorunlar buz dağının altında yatmaktadır. Oluşan sorunların çözümü; parti liderlerinin seçtiği milletvekillerinin oluşturduğu bir parlamento yerine, bu kez seçmenlerin bizzat görerek seçtiği milletvekillerinin oluşturduğu bir parlamento da yatmaktadır. Bu düzenin oluşması içinde seçim yasası ve siyasi partiler yasasının günün koşullarına göre yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!