İSTANBUL ANILARI -Ender Karaca

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Evet, halkoyuna sunulan 26 maddelik son anayasa değişikleri yapılan referandumda yüzde 58’lik bir evet oyu ile kabul edildi.
Bu konuyu gelecek hafta neden /sonuç ilişkisi ile irdelemeye çalışacağız
Gelelim İstanbul’daki anılarımıza,
Evet, Ramazan Bayramında İstanbul’daydık ve yaklaşık 1 hafta bu güzel ve tarihi dünya kentinin belli başlı yerlerini gezdik.
Gezdiğimiz yerler arasında; Topkapı Sarayı, Dolmabahçe Sarayı, Ayasofya Müzesi, İstanbul Arkeoloji Müzesi, Yerebatan Sarnıcı,  Galata Kulesi, Kız Kulesi, Sultanahmet camii si, Yeni cami, Süleymaniye camisi, Sent Antuan kilisesi ile 1001 İcat Sergisi vardı.
Gezdiğimiz bu yerler arasında beni en çok düşündüren şeyin başında; Yüce Atamızın o muhteşem Dolmabahçe sarayında hayata gözlerini kapattığı küçük bir yatak odası ile yanında toplantıların yapıldığı küçük çalışma odası vardı.
Zamanında bu sarayda kalan padişahların, sultanların, şehzadelerin v.b.  kaldıkları yerler ile Yüce Atamızın burada kaldığı iki küçük odayı kıyasladığımız zaman Atamızın bizim
Gözümüz de daha da yüceldiğini söyleye biliriz.
Çünkü Atatürk halkla iç içe olmayı çok severdi. Debdebeli bir hayattan hoşlanmazdı.
Mütevazı idi. Öyle kendini Osmanlı padişahları gibi Topkapı veya Dolmabahçe saraylarına kapatmamıştı.
Gelelim Topkapı sarayına; Fatih Sultan Mehmet’ in yaptırdığı bu muhteşem sarayda Fatih devrinden Abdülmecit ‘e kadar Osmanlı padişahları bu sarayda kaldılar. Ta ki
Dolma bahçe sarayı yapılana kadar.
Gezilmesi, görülmesi, gereken yerlerden Ayasofya müzesi, İstanbul Arkeoloji müzesi, Yerebatan sarnıcını ele alırsak; özellikle bu tarihi yapılardan Ayasofya müzesi,  Yerebatan sanrıcı zamana meydan okuyarak dimdik ayakta duruyorlardı.
Bu kez Sultanahmet meydanında açılan 1001 İcat Sergisini gezdiğimiz zaman, bu serginin özelliği Güney İspanya’dan Çin’e kadar uzanan İslam medeniyetinin nasıl yayıldığını örnekler vererek açıklıyordu.
Hatta İslam âlimlerinin zamanında Mısır, Yunan ve Romalılardan elde ettikleri antik bilgiler üzerinde bilgi inşa edip buldukları buluşların Rönesans nasıl zemin hazırlandıklarını örneklerle açıyorlardı.
Bu arada gezip, gördüğümüz yerler arasında dünyanın en eski kulelerinden biri olan Galata Kulesi ile birlikte Kız Kulesini de gezilip görülecek yerler arasında sayabiliriz.
Birde camililerimizde unutmayalım.
Özellikle Sultanahmet, Süleymaniye ve Yeni camininde gezilip görülecek yerler arasında olduğunu unutmayalım.
Gezimiz sırasında dikkat ettik, binlerce yabancı turist akın, akın buraları görmeye geliyorlardı.
Ancak bizimde zamanımız kısıtlı olduğu için onlarca camii ile müzeyi gezme imkânımız olmadı.
Esasında turizm gelişmesi o yörede var olan tarihi ve doğal güzelliklerin korunması ile mümkündür. Öyle turist gelsin diye özellikle kıyı kentlerimizde var olan ormanları, yeşil alanları katlederek yerine otel ve siteler kurmakla olmaz.
Gidin bakın Kuzey Almanya’daki kentlere. Oradaki toplum var olan tarihi eserlerini öyle güzel koruyorlar ki insan imreniyor.
Unutmayalım özellikle yabancı turistler o yerin tarihi ve doğal güzelliklerini görmek için gelirler.
Örnek olarak İstanbul’u gösterebiliriz. Yüz binlerce yabancı turist bu kenti görmek için geliyorlar, onun için bu kentin değerini iyi bilelim ve iyi koruyalım.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!