MEVLİD KANDİLİ-Nazif Fethi Yalçınkaya

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Dün mevlid kandiliydi. Ay takvimine göre Sevgili Peygamberimizin dünyayı teşriflerinin yıl dönümüydü. Mevlid doğum zamanı demektir. Peygamberimiz kameri aylardan Rebiulevvel ayının 12’nci gecesi 571 yılında Mekke’de dünyaya geldi. Bizim şu an kullandığımız miladi takvime göre 20 Nisan Pazartesi günü dünyaya gelmiştir. Rebiulevvel ayının 12’nci gecesi hangi tarihe gelmişse ülkemizde yüzyıllardan beri mevlid kandili olarak kutlana gelmiştir ve kutlanmaktadır da. Fakat 1989 yılından itibaren Diyanet İşleri Başkanlığımız miladi takvime göre Peygamberimizin doğduğu tarih olan 20 Nisan’ı ve içindeki haftayı da Kutlu Doğum Haftası olarak kutlamaya başlamıştır.
Niçin kandilleri kutluyoruz. Çünkü Bizim milletimizin peygamber sevgisinin coşkunluğu hiçbir millette yoktur. İsimlerimizin çoğu O’nun ailesinin ve arkadaşlarının isimleridir. Ona övgü olarak Süleyman ÇELEBİ’ nin yazdığı mevlid  doğum, ölüm, düğün törenlerimizde hep okunagelmiştir. Askerlerimize mehmetçik demişizdir. Mehmet ismi Muhammed isminin Türkçeleşmiş şeklidir. Mehmet ismindeki cik eki sevgi anlamındadır.
Bizim peygamber sevgimiz işte bu kadar büyük. Bu açıdan bir problemimiz yok. Ama bir problemimiz var. Biz bu sevgiyi tanımaya, anlamaya ve yaşamaya dönüştürmede sorunlara sahibiz.  Önce tanımalıyız, tanımak için okumalıyız, anlamak için okumalıyız. Okumuyoruz. Okumadığmız için tanımıyoruz peygamberimizi. Tanımadığımız için anlayamıyoruz. Ve onu hayatımıza geçiremiyoruz. Hepimizin evinde  O’nun hayatını baştan sona anlatan küçük büyük kitap vardır. Bu kitabı, baştan sona, doğumundan vefatına kadar okuyanımız ne kadardır?
 Sevgili Peygamberimiz bugün kapımızı çalıp her birimizin evine veya işyerine girse, evimizin veya işyerimizin içinde razı olduğu ve olmadığı neler var acaba? Bunları düşünelim. Sevgimizi tanımaya ve anlamaya dönüştürelim. Daha sonra anladıklarımızı hayatımıza aktaralım. Hayatımızda yaşamaya başlayalım.
Sevgili peygamberimizin hayatını incelediğimizde, biz onun yüreğinden, gönlünden hiçbir zaman eksik olmadık. En zor zamanlarda dahi. Peygamberimiz birgün ashabıyla sohbet ederken :
“Özlüyorum. Özlüyorum. Özlüyorum.” Diyor. Ashabı : “Kimi özlüyorsunuz Ya Rasülallah diye sorduklarında: Dostlarımı özlüyorum.   Biz dostların değil miyiz ya Rasülallah? diye sorarlar.     Siz benim dostlarımsınız. Ama benim asıl dostlarım, benden sonra, beni görmeden bana iman edenlerdir.”diyor.
Ona dost olmaya çalışalım. Onun yüreğinden, gönlünden biz hiç eksik olmadık. Sizin de gönlünüz ve yüreğinizden Muhammed Mustafa sevgisi hiç eksik olmasın. Sevgili peygamberimizin doğumunu ifade eden her kandil, yüreğimizde yansın, ışık vermeye devam etsin. Özellikle çocuklarımız ve gençlerimiz. Çocuklarımızın gençlerimizin gönüllerinden körpe dimağlarından Muhammed Mustafa sevgisi hiç eksik olmasın.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!