MİLLİ DEVLET, ÖZGÜR MİLLET

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Devletlerin dışa bağımlılığı arttıkça, bağımsızlıkları ve özgürlükleri de bir o kadar tartışılır hale gelir.
Sanayide, ticarette, bilim ve teknolojide dışa bağımlılık arttıkça, o ülkeyi yönetenlerin özgür iradeleri de bir o kadar ellerinden alınır. Bireysel bazda düşündüğümüzde, borcunuzun olduğu bir kişi karşısında ezik olup, hiç önemsemeyeceğiniz fikirlerine dahi saygı duyuyormuş gibi davranırsınız.
Özgürlüğün en temel kuralı, özgür davranabilme yeteneğinden çok, özgür davranabilme gerekçelerinizin olmasıdır.
Türkiye yıllardan beri dışa bağımlılığını azaltmak, milli sanayisini ve milli kalkınma planını uygulamak yerine, tam tersi elindekilere bile sahip olamama becerisini sergilemiştir.
Barış zamanında hiçbir şeyin önemi yoktur. Ancak savaş anında tüm bunların acısını ve bedelini yine toplum ödeyecektir.
Osmanlı döneminde ticaret Yahudilere, Sanat Ermenilere bırakılmış ve imparatorluğun öz evlatları ise savunma, hayvancılık ve çiftçilikle iştigal etmiştir.
Osmanlının yükselme devrinde hiçbir sorun yaşanmazken, gerileme ve çöküş döneminde tüm bunların bedeli en ağır bir biçimde ödenmiştir.
Dünya’da güçlü olan ülkeler tarih boyunca zayıf olanları bir şekilde sömürmüştür.
Güçlü olmanın yolu; bilimde, teknolojide ve insan yaşamında ihtiyaç duyulan her alanda ilerlemekten geçer. Devletler bu altyapıyı sağlayacak yöneticiler tarafından idare edildikçe gelişir ve büyürler. Kıbrıs’a müdahale için 17 yıl beklememizin sebebi, adaya ulaşacak altyapımızın olmamasıydı. Dışa bağımlı olduğunuzda sizin bir şekilde önünüzü keser ve ilerlemenizi durdururlar.
Kapitalizm ‘Din’ gerçeğini asla kabul etmez. Sistemin ayağı paradır. Bugün dünyada şu ya da bu sebeple İslam dünyasını kapitalizme alıştırdılar. Müslüman kanaatkar olur sözüne uyanlar bir elin parmaklarını geçemeyecek kadar azdır. Ülkemizde cumhuriyetten beri kıt kanaat imkanlarla kurulan fabrikaları kapattıran, özelleştirme adıyla yok eden ve milli olmaktan çıkaran zihniyet ‘Kapitalist zihniyettir’. Dünyada sözü dinlenen ülkeyiz sözü içi boş bir palavradır.
Bizim gibi gelişmekte olan ya da az gelişmiş ülkeler dev sanayileri olan ve katrilyon dolarlık bütçeleri olan ülkeler için sadece yemdir.
Bu gerçeğe rağmen ülkenin milli kazanımlarını o oltaya bilerek takanlarsa milletine ihanet edenlerdir.
Toplumları, kitleleri bir yerlere sürüklemenin en kolay ve ucuz yolu onların, milli ve manevi değerlerini koruyormuş gibi davranmaktan geçer.
Antalya Türkiye’nin göz bebeği, turizm cenneti, sebze ve meyve ambarıdır. Ancak Antalya vergi dairesine tahakkuk eden vergi maalesef komik bir orandadır. Çünkü tüm büyük otellerin ve şirketlerin vergi kaydı İstanbul’dadır. Para burada kazanılır, vergi oraya aktarılır. AVM’ler başta olmak üzere yerden mantar gibi biten büyük marketlerin ve ticarethanelerin hepsi yabancılara aittir. Ama bizim insanımız oralarda 12 saat boyunca 800 TL için ter döker. Sonrada adamlar alır karlarını ve götürürler ülkelerine. Antalyalı çiftçi domatesini 50 Kuruşa zor satar. Aynı Domates o merkezlerde 2 Lira etiketle satılır. İşte kapitalizm budur. Bu sistemi destekleyen ve ona can suyu olan iktidarlarda küresel güçlerin ‘koltukta kalmak adına’ maşasıdır.
Ülke çıkarlarını gözetmekte Serçe, kendi çıkarlarını koruma ve kollama yolunda Şahin olurlar. Koltuklarını kaybetmemek için her türlü yalanı söylerler. Çünkü tek amaçları vardır. Muhafazakarlıklarını sürdürmek. Yani Karı Muhafaza. Karlarını muhafaza edebilmektir.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!