OYUNA BAKAR MISINIZ?-Hasan İlhan

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Her zaman söyleriz “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” diye…
Geçtiğimiz Perşembe günü ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesinde yapılan; 1915 yılında Osmanlı Devletinin Ermenilere yaptığı söylenen sözde “Soykırım” oylaması Türkiye Saati ile 17.00’ de tartışılmaya başlayan ve uzun bir süre bizim de pek alışık olmadığımız bir sistemle kabulü gerçekleşti.
Zannettim ki, Avrupa veya Dünya kupasına katılmak için son şansımız olan heyecanlı bir maç seyrediyorum…
Bu maçı izlerken de karşı takımın futbolcularının vakit geçirmek için en ufak faul hareketleri ile zamanı doldurmaya ve hakemi etkilemeye çalıştıkları anlar geldi aklıma…
Avrupa Devletleri ve Amerika’da Devlet anlayışları veya meclis sistemleri çok farklı ve değişik işleyebilmekte…
Öyle bir seçim saati yaşandı ki, bu süreçte Evet oyu kullanan üyelerin Hayır oyu verenler üzerinde onlara göre nezaketen müdahaleleri oldu.
Kavgasız, gürültüsüz, patırtısız…
Nezaketen yani…
İşlenen güzelim oyuna bakar mısınız?
Buna Demokrasi diyebilir misiniz?
Her şeyin tertipli ve düzgün olduğu bir yerde belki Özgürlük…
Her şeye tamam da, çoğu üyenin özellikle Türkiye hakkında pek de fikri olmadığı ve oylanan metinde o dönemin Osmanlı düşmanları tarafından yürütülen çalışmaları ve sözleri üzerine uyarlamalar yapması neticesinde oluşan, tamamen Ermeni Diasporasının Lobi faaliyetleri sonucu ortaya çıkan bir sonuç olması üzüntü verici bir durumdur.
Bunun yanında bu yıl yapılacak temsilciler meclisi seçimlerinin etkisinin de en büyük tamamlayıcı etkenlerinden birisi olduğunu da unutmamak gerekir.
Peki, oluşan bu sonuçtan sonra “Öfke ile kalkıp zararla oturmak” uygun düşer mi?
Yoksa öbür taraftan “İnce eleyip, sık dokumak” özdeyişini de unutmamak mı lazım?
Öncelikle; hangi Ülkeler olursa olsun, iki Ülke arasında oluşmuş veya oluşturulmaya çalışılan ikili anlaşmaların mutlaka kendi ülkelerinin menfaatleri doğrultusunda kararlarını verirler, vermelidirler de.
O yüzdendir ki, eksilerimizi ve artılarımızı masaya yatırarak soğukkanlı hareket edilmesinde her zaman fayda vardır.
Bu konunun, Başbakanı argo tabiriyle gaza getirme girişimlerinin sağlanması maksadıyla İsrail politikası ile karşılaştırılmasının ve aynı politikaların güdülmesinin kendi vicdanımızı rahatlatmaktan öteye de gitmeyeceğini bilmekte fayda var.
Ne yazık ki, hakkımızda verilen çoğu olumsuz kararların arkasında kısa sürede çözümlenemeyecek lobi faaliyetleri ve tanıtım ile ilgili eksikliğin yattığını hepimiz biliyoruz.  
Oylama esnasını seyredenler dikkat ettiyse eğer, meclisi yöneten başkanın son on beş dakikasında ayrılıp, yerine döndüğünden hemen sonrasında oy kullanmayan dört kişiden üç kişinin hemen evet oyu kullandığını hatırlayınız.
Düşünsenize, aynı durumun bizim meclisimizde ya da herhangi bir küçük yerel toplantı da gerçekleştiğinde neler yaşanabileceğini…
Aslında birazda farkımız; onların açıkça ve patırtı koparmadan yaptıklarını bizler kapalı kapılar ardında pazarlık yaparak, ortaya çıkarılırsa da kan dökerek yapmamız.
Her ne olursa olsun bu tip durumlarda bile ülke içi siyasi malzeme yapmaktan ziyade birlik ve beraberliği yaşayıp yaşayamayacağımızı da hep beraber görmüş olacağız belki de…
Velhasıl gündem hemen değişti…
Büyük bir imparatorluğun ve Türk Milletinin temsilcileri olmak da kolay değil. Büyüklüğünden midir nedir, “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” işte…
Bir de kendi kendimizi yemekten, yıpratmaktan, zamanı boşa meşgul etmekten vazgeçebilsek…
Hayırlı Haftalar Diliyorum…  

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!