ÖZGÜRLÜĞÜĞÜN KADAR ZENGİNSİN

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Dünya tarihine yön vermiş hemen hemen tüm medeniyetlerin çöküşünü, despot ve katı yönetimler hazırlamıştır.

İçine kapanan, sosyalleşmeyen, birbirleri ile fikir ve ideoloji paylaşımı yapmayan ya da buna izin verilmeyen toplumlar geri kalmaya ve yoksullaşmaya mahkumdur.

Bir ülkenin dünya ölçeğinde tanınabilirliği entellektüel  birikimleriyle sanatçıları, ressamları, bilim insanları ve yazarları ile  olur.

Dünyada  ortak miras olarak kabul edilen,  gerek müzik alanında gerekse diğer alanlarda eser ortaya koyan sanatçıların ortak  yönü ortalama zekanın uzerinde olmalarıdır.

Bir medeniyetin ya da ülkenin çöküşü, özgürlük alanlarının daraltılması, ifade özgürlüğünün cezalandırması ile başlar, ortalama zekanın üzerinde ki bilginlerin göçüyle son bulur.

İnsanla kuşlar gibidir, ya bir kafeste yaşamaya razı olur ya da beğenmedikleri iklimlerden göç ederler.

Osmanlı 17 yüzyılda otoriter sistemin toplumu ne kadar bastırdığını farkedip birtakım yenileşme adımları atmaya başlatmıştı. Bunlardan ilki  ıslahat fermanı olmuş ardından birinci ve ikinci meşrutiyet gelmişti.

Bu yenileşme hareketleri modern cumhuriyetin de temel dayanağı olmuştur.

Osmanlının yenileşmede ki geç kalmışlığının sebebi mollalardı.

İnanç biçimlerine ters düşen hiçbir yeniliği kabul etmiyorlardı.

Aynı sendromu Orta-çağ Avrupas’ı kiliseler eliyle yaşamıştı.

Avrupa reformların ardından 2.3 ve 4 sanayi devrimlerini yaparak zenginleşebilmiş ve bu günkü konuma gelebilmiştir.

Otoriter rejimlerin mimarları hemen her konuda konuşurlar ama çok sesliliğe asla izin vermezler.

Dünyada  gelişmişlik sıralamasında ilk sıralarda olan ülkelerin en önemli dayanakları gelişmiş  demokrasileridir.

Özgür ve rahat beyinler daha hızlı düşünür ve yeniliklere yeni yeni kapılar açarlar.

Ülkemizde en önemli gelişmelerin yaşandığı ve zenginleşmeye doğru hızlı adımların sebebi 2002- 2007 yıllarında ki demokrasi ve  insan hakları konusunda ki özgürlükçü yaklaşım, AB ile uyum yasaları için atılan hızlı adımlardı.

Sonraki yıllarda tıpkı Osmanlı’da olduğu gibi devleti yönetenlerin bir mollaya yenik düşmesiyle başladı.

Ülkede ki özgürlük alanı Fetö eliyle dizayn edildi. Kemal Sunal filmlerinin dahi yasaklanmasını isteyen bu zihniyet önce milli eğitimi sonra modern orduyu kafesledi.

İnanç biçimi akıl ve hukukun önüne geçti.

Geriye gidiş hızlandı.

Ülkenin kurumları birtakım cemaatler arasında paylaşıldı.

Kravatlıların değil sarıklıların hüküm sürdüğü, bilimin ve aklın yerine hurafelerin “inanç” adı altında egemen kılındığı, ümmet duygusunun ırk ve kökeni yok saydığı, laikliğin sağladığı din ve vicdan özgürlüğünün dinsizlik olarak pazarlandığı bu sistem ‘en çok ezilenler’ tarafından getirildi.

Bir tarikatın tekkesinde ki o general gün gelecek yine cemaatinde kendisinden kıdemli ilkokul mezunu bir Mele’den emir alacak.

Başkanlık sistemiyle başlayan çöküşün altında ise duyguları mantığının önüne geçenlerle birlikte hepimiz kalacağız.

Ey benim felaketleri sınav gibi gören, fakirliği nefsin terbiyesi gibi algılayan saf halkım.

O büro çalışanı da sizleri uyandırmaya yetmiyorsa, nefsinize sağlık ve afiyet dışında ne diyeyim ki size…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!