SEKA İŞÇİLERİ, TEKEL İŞÇİLERİ- Ender Karaca

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Evet, beş yıl öncesine dönelim. Seka İzmit Tesisleri Özelleştirme Yüksek Kurulunun 8 kasım 2004 tarihli kararı gereğince kapatılması kararlaştırılmıştı.
Bu karar üzerine Seka İzmit Tesislerinde çalışan yaklaşık 700 kişi(yedi yüz) alınan bu kararı şiddetle protesto ederek bu tesisin kapatılmamasını istemişlerdi.
Hatta Selüloz – İş Sendikası da devreye girerek İzmit Tesislerinin kapatılmaması konusunda Ankara 9. İdare Mahkemesine dava açmalarına rağmen ilgili mahkeme bu kapatılmama istemini red etmişti.
Ancak bu fabrika kapatılmasına rağmen orada çalışan örgütlü işçiler yaklaşık 60 günlük bir mücadele sonunda hükümet ile Türk-İş arasında varılan bir uzlaşma ile Seka İzmit Tesislerinde çalışan işçiler tüm özlük haklarıyla birlikte ve fabrikanın da çalıştırılmaması kaydıyla en borçlu belediye olan İzmit Büyükşehir Belediyesine devredilmişti.
Bu fabrikanın kapatılarak orada çalışan yaklaşık 600 işçinin aynı haklarla belediyeye geçmesi belki onlar için iyi oldu.
Ancak 1936 yılından başlamak kaydıyla kapatılana kadar sürekli kağıt, karton ve selüloz üreten bu fabrikanın yerine ilgili belediyece Seka Parkı haline çevrilmesi üzüntü verici bir durum olarak değerlendirilebilir .
Bunları neden dile getiriyorum? Çünkü memuriyetimin yaklaşık 20 yılı Seka da geçti. Hatta TODAİ Enstitüsündeki yüksek lisans tezimi bile Seka nın kağıt sektöründe yeri ve sorunları hakkında çeşitli görüşler ileri sürerek hazırlamıştım.
Seka keşke kâğıt, karton ve selüloz üreten bir fabrika olarak kalsaydı daha akılcı olurdu.
Gelelim Tekel işçilerinin durumuna. Bu durum Seka’ ya pek benzemiyor. Çünkü Seka’ da bir fabrika kapanıyor ve kapanan bu fabrikanın işçileri aynı haklarla İzmit Büyükşehir Belediyesine devrediliyor.
Tekelin durumu ise farklı. İçki ve sigara fabrikaları özelleştirilen Tekele ait tüm tütün depolarında bulunan yaklaşık 8000 işçi bu depoların kapatılması karşısında kıdem ve ihbar tazminatı verilerek iş akitleri de fesh edilip 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4-C maddesi gereğince çalışmaları isteniyor.
Gelelim 4-C maddesinin ne ifade ettiğine; Kadrolu, sigortalı ve diyelim ki 15 yıllık kamu emekçisisiniz. Çalıştığınız kamu kurumu özelleştiriliyor ve kendinizi sokakta buluyorsunuz. Size deniyor ki işiniz ve sigortanız artık sona ermiştir. Fakat isterseniz, aldığınız ücretin çok altında bir ücretle ve işçi sayılmayacağınız için de herhangi bir sendikal hakka sahip olmaksızın sizi geçici personel olarak çalıştıralım deniyor.
Her ne kadar bu işçilerin kıdem ve ihbar tazminatları ödenmek isteniyorsa da işçiler bunu da kabul etmiyor ve bizi de aynı Seka’ da olduğu gibi çeşitli kamu kuruluşlarına kazanılmış bu haklarımızla birlikte devredin deniyor.
Bu kez bu öneriye hükümet sıcak bakmıyor ve Tekel işçileriyle ilgili olarak 4 Şubat 2010 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla geçici personelin 30 günlük süre içinde ilgili kurumlara başvurması hakkındaki kararın iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle TekGıda-İş Sendikası Danıştay’a dava açıyor.
Sonuç ne çıkar bilemiyoruz. Ancak bildiğimiz bir şey varsa 1994 yılında yürürlüğe giren özelleştirme yasasının 16 yıl yürürlükte olduğudur.
Özelleştirilen bu gibi kuruluşlar daha mı karlı ve verimli çalışıyor? Karlı ve verimli çalışsalar bile işten çıkarılan belki binlerce kişi neler yapıyor?
Bir kişinin var olan işini kaybetmesi onda onarılmaz yaralar açar ve kolay kolay düzelmez. Bunu da düşünmek lazım.
Onun için hükümet bir an önce çeşitli seçenekler üreterek bu konuda radikal önlemler alarak çözümler üretmesi gerekir kanısındayız.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!