İBRAHİM SAYAR VE MİT TIRLARI

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

sudiAzeri bir kardeşimizi Side ve Manavgat bölgesini gezdirmek amacıyla yola çıktık.
Bizim ibo’nun “CHP” plakalı aracına bindik ve yola koyulduk.
Manavgat girişine kadar havadan sudan konuştuk.
Manavgat’ Antalya yol ayrımında polislerin uygulama yaptığını görünce, emniyet kemerlerimizi takıp ilerledik.
Mehmet kardeşimizin aracı Mercedes olunca polisler durdurmadı.
Bizim araç megan.
Memur arkadaş bir elini yukarı kaldırıp dikkatimizi çekti, diğer eliyle sağa yanaş bakalım işareti yaptı.
Araçta 4 kişiyiz, ben İbo, Halil ve Akşin.
“İyi günler beyefendi, araçtan iner misiniz?” sözlerinin gereğini yapıp indik.
“Kimlikler lütfen” dedi memur arkadaş.
Halil ben ve İbo kimlikleri verdik.
Akşin” pasaportunu evde unuttuğunu” söyledi.
“Ehliyet, ruhsat” dedi memur.
İbo ”büroda unuttum” dedi.
Neyse “aracı arayacaklarını söylediler”.
İki memur aracın içine göz atmaya başladı.
Dakika bir gol bir, arka sağ koltuğa yönelen memur serçe parmağı tetik halkasına takılı bir silahla çıkıp bize baktı..!
Bizde birbirimize bakmaya başladık.
“kimin bu silah” dedi.
Bizim Akşin titremeye başladı.
“Uzaklaşın bakalım araçtan” dediler.
Duvarın dibine tespih gibi dizildik.
“Bagajı açtırdılar.
İki memur başladı içerisini didiklemeye.
Birkaç saniye sonra bir poşet fişeği sallamaya başladı polisin biri.
Sonra diğeri bir poşet dolusu mermiyi çıkardı.
Ben İbo’nun suratına bakarken polisin benim sakalımı incelediğini gördüm.
Bir dakika sonra bagajın en derin köşesinden bir tüfek daha çıkardılar.
“Oha bu kadarıda olmaz artık” diye söylenmeye başladım.
Etrafımızı sardılar ve sorgu başladı.
İbo “yayladan babam koymuştu bunları ama ben unuttum” dedi.
“Ruhsatı var mı ?” diye sordu memur.
“Yok” dedi bizim İbo.
“Haydi, merkeze” diyerek iki arkadaşı ekip arabasına bindirdiler.
Biz de kendi aracımızla peşlerine takıldık.
Polis karakoluna gideceğimizi düşünürken, Devlet Hastanesine yöneldiler.
Acil tarafından hastaneye girdik.
Sağlık raporu için doktor beklerken, Akşin biraz kilolu olan polise “sizin durumunuz hiç iyi değil, kalbinizde ve böbreklerinizde sıkıntı var” dedi.
O ana kadar diyalog kurmaktan kaçan polis terlemeye başladı ve “anjiyo olmuştum evet, peki nasıl anladın” diye sordu.
Akşin “bu da benim işim” deyince karşılıklı telefon numaraları alındı.
Polis merkezine vardığımızda Putin hala Rusya’daydı ama bizimkiler karakolda ifade veriyordu.
Bereket versin ki, silahın biri kurusıkı çıktı, tüfekte ata yadigârı çakaralmaz.
Neredeyse bizim yüzümüzden G20 toplantısı tehlikeye girecekti..

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!