O Prof, Rektör Yardımcılığı yaptığı dönemde “Okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor. Ben her zaman cahil halkın ferasetine güveniyorum” demişti.
Halktan gelen tepkiler üzerine YÖK Denetleme Kurulu Üyeliğine atanarak cezalandırılmıştı! Geçtiğimiz hafta içinde MİLLET İttifakının iki ortağı CHP ve İYİ Partiye mensup gençlerin yer aldığı bir panelde moderatörlük yaptım.
Bir defa en baştan şunu belirtmek istiyorum ki panele katılan her iki partiye mensup pırıl pırıl sekiz gencimizle gurur duydum, göğsüm kabardı ve gelecekle ilgili karamsar düşüncelerim bir nebze olsun değişti.
Ekonomi, İfade Özgürlüğü, Genç İşsizlik ve Eğitim başlıklarında gençlerin özgürce fikir ve düşüncelerini dile getirmelerine vesile olan her iki partinin de Mahalle Temsilcilerini tebrik ediyorum.
Sevgili büyüğüm ve can dostum Dr Kenan Beysoylu’nun harika sunumuyla başlayan panelin yıldızları ise gençlerimizdi.
Kendilerini çok iyi geliştirmişler, konulara yaklaşımları, özgüvenleri, sorunların tespitine dair vurguları ve doğru çözüm önerileri izleyen herkesi mutlu etti.
Sekiz gencimizin cahil kalmamayı, seçmiş olmaları, hem mesleki konularda hem genel kültür bakımından son derece donanımlı olmaları ve o Prof tarafından eğitilmemiş olmaları hem onlar için hem de ülke için büyük bir şans.
Gerek CHP’li gerekse İYİ Partili gençlerin iki ortak yönleri dikkatimden kaçmadı.
Atatürk ve Ülke sevgileri.
Zaten bir insan Atatürk’ü seviyorsa ondan hiçbir kuşku duymana gerek yok, bir insan ülkesini seviyorsa da kuşkuya gerek yok.
Bu tür etkinliklerin devam etmesi taraftarıyım, gönül isterdi ki bu panele diğer partilerden de gençlerimiz katılmış olsaydı.
Buradan bu çağrıyı yapmış olalım.
Hem Cumhur hem Millet ittifakından gençlerin katıldığı, her iki tarafında ülke gündemine dair sıkıntıları karşılıklı tartışıp çözüm önerileri getirdiği bir birliktelik yararlı olmaz mı?
Ankara’da büyüklerin yapamadığını burada gençler yapsa, güzel olmaz mı?
Madem ki söz konusu vatan olunca gerisi teferruat, oradan başlayalım.
Ne dersiniz değerli mahalle başkanları?
